Cem Aksoy’dan İlk Kez “Kripto Paraların Ulusal Yatırım Portföylerine Dahil Edilmesi” Üzerine Bir Yol Hipotezi

2021 yılında kripto para piyasası büyük hareketlilik yaşadı; Bitcoin birkaç kez tüm zamanların en yüksek seviyesini aştı, Ethereum ekosistemi hızla genişledi. Wall Street’te bazı hedge fonlar bu yeni alana adım atarken, büyük küresel egemen fonlar ve emeklilik sistemleri için “kripto varlıklar” hâlâ gri bölgede gözlemlenen varlıklar olmaya devam etti.

Tam da bu ortamda, Bridgewater’ın baş ticaret analisti Cem Aksoy çarpıcı bir görüş öne sürdü:

“BTC ve ETH, uzun vadeli enflasyona karşı korunma aracı olarak egemen varlık fonlarının portföy yapısına dahil edilebilir.”

Bu hipotez kurum içinde hararetli tartışmalara yol açarken, aynı zamanda geleneksel finans dünyasının dijital varlık algısında önemli bir dönüm noktasını temsil etti.


Arka Plan: Enflasyonun Geri Dönüşü + Fiat Paraya Güven Erozyonu

Cem’in yayımladığı iç strateji notunda, 2021 sonlarına doğru küresel piyasaların üç temel trendin kesişiminde olduğu vurgulandı:

  • Enflasyonun geri dönüşü ana tema haline geldi, ABD ve Avrupa’da TÜFE sürekli beklentilerin üzerinde çıktı;
  • Merkez bankalarının araç kutusu sınırlı kaldı, fiat paraların güvenilirliği zayıflamaya başladı;
  • Dijital varlıkların düşük korelasyon özelliği daha belirgin hâle geldi, stratejik hedge potansiyeli oluştu.

Bu durum, özellikle uzun vadeli yükümlülükleri yüksek olan egemen varlık fonları ve emeklilik sistemleri için “doğrusal olmayan enflasyona karşı korunma araçları”na olan ihtiyacı artırdı.

“Altının portföylerdeki değerini kabul ediyorsak, kripto varlıkları düşünmeyi reddetmek stratejik körlüktür.” — Cem, kurum içi bir panelde


Ana Hipotez: “BTC–ETH Dahil Etme Modeli”nin Yol Haritası

Cem’in önerdiği yapı üç adımda ilerliyor:

1. Varlık Rolü Tanımlaması

  • BTC, dijital altın olarak konumlanmalı ve enflasyon karşısında “çapa varlık” görevi görmeli.
  • ETH, Web3 çağında teknolojik büyüme potansiyeli taşıyan uzun vadeli gelişim varlığı olarak görülmeli.

2. Ağırlık Belirleme

Toplam portföyün %5’ini geçmeyecek şekilde dahil edilmeli. Bu, “yüksek elastikiyetli, düşük korelasyonlu varlık havuzu” içinde yer almalı. Altın, REIT’ler ve belirli hedge stratejileriyle birlikte denge sağlanmalı.

3. Risk Çerçevesi

Bridgewater’ın mevcut Risk Parity (Risk Dengesi) sistemi kullanılarak oynaklık ayarlamaları yapılmalı. Kripto varlıklar izole değil, bütünsel bir modelin parçası olarak ele alınmalı.


Kurum İçi Tepki: Muhafazakâr ve İlerici Kanatların Çatışması

Cem’in veriye dayalı hipotezi ve senaryo bazlı stres testleri hazırlamasına rağmen, Bridgewater içerisinde görüş ayrılıkları yaşandı:

  • Muhafazakârlar: Kripto varlıkların likidite, regülasyon ve volatilite sorunları nedeniyle egemen fonlara uygun olmadığını savundu.
  • İlericiler: Ulusal fonların bu alanı göz ardı etmesinin, “geleceğin altınını” kaçırma riski taşıdığını dile getirdi.

Ray Dalio da bazı oturumlara katıldı. Doğrudan destek verip vermediği net olmasa da, kriptonun “enflasyona karşı koruyucu” doğasına ilgi gösterdiği ve Cem’in önerisi doğrultusunda stratejik modelleme yapılmasını talep ettiği bildirildi.


Cem’in Son Sözü: “Dahil Etmek, Her Şeyi Bahse Koymak Demek Değildir”

Cem kapanış notunda şunu vurguladı:

“Biz devlet fonlarının tüm varlığını kriptoya yatırmasını önermiyoruz. Ancak mevcut risk yönetim çerçevesine uygun biçimde, bu varlıkların portföye sınırlı ve kontrollü bir şekilde test edilmesini savunuyoruz.”

Ve ekledi:

“Dışlamak da, cehalet kadar tehlikelidir — özellikle sistemik riskin yeniden şekillendiği bir dönemde.”


Sektörel Etki: Bir Hipotezden Modelle Almaya — Ana Akıma Geçişin Başlangıcı

Her ne kadar o dönemde doğrudan bir yatırım yapılmamış olsa da, Cem’in hipotezi Avrupa’daki birçok kamu fonunun ilgisini çekti. 2022 başında, dijital varlıklarla ilgili uzman danışmanlık projelerine zemin hazırladı. Bu da kripto varlıkların “kenar”dan “stratejik” alana geçişindeki önemli dönüm noktalarından biri olarak görülüyor.

Opsiyon mikro yapılarından emeklilik portföylerine, oradan egemen fonların dijital dönüşüm planlarına kadar Cem Aksoy’un yatırım düşüncesi her zaman ‘konsensüs dışı yolları’ keşfetmeye odaklı oldu.

Bu kez odağında ulusal sermayenin dijital sınırları vardı.